Bir arzuhal yazsam gül yüzlü Sah’a
Derunümde yanmalarin vaktidir
Melekler de nazar kilsin bu aha
Pervanede dönmelerin vaktidir
Irmak kenarinda bitti bir fidan
Yaniyor yüregim bilmem ki neden
Hep silaci oldu bizimle giden
Göç geriye dönmelerin vaktidir
KUL SABRI’yem der ki gönlümün haki
Er olan sevmez mi evrahi pak’i
Ecel serbetini doldur ver saki
Dost badesin sunmalarin vaktidir
Güz ayları geldi goncası soldu
Ağ sayalar giydi donunu dağlar
Firkat ile yaman tutmuş iniler
Çevirmiş kıbleye yönünü dağlar
Şol yüce dağları kar geldi yastı
İşleyen yolları cılgayı kesti
Ben şâd olam derken gam geldi bastı
Felek bizden aldı kinini dağlar
Ne bahtlı yâr ile yayla yaylayan
İçip soğuk suyun zevkin eyleyen
İzzet ile ikram ile söyleyen
Diller feda kıldı canını dağlar
Yaylam yarın sana boz evler konar
Ter mahbup yiğitler yeğin at biner
Hublar da doldurmus dolusun sunar
Onlar hoş geçirir gününü dağlar
Kul Sabri özünü gerçeğe katar
Yücesinde nice nice er yatar
Yarin yaz gelince bülbüller öter
Dinleyin bülbülün ününü dağlar
Yanar şu sinemde şem’alar yanar
Aşkın atesinden perinin derdi
Arifi billahlar cihanı eler
Ferhat kaya keser Şirin’in derdi
Olur mu çıngısı çıkmadık çakmak
Kimisi beyhude kimisi ahmak
Her kulunu bir sevdaya salar
Hak Kimini huy tutar perinin derdi
Ben huylu değilim muska yaramaz
Kitap devreylesen dahi yaram az
Lokman Hekim bu yarayı saramaz
Yüz bin tabip gelse birinin derdi
Kul Sabri’yim yaralarım ellidir
Arife ne tarif dertli bellidir
Abdallarin hırka giyer şallıdır
Hünkar Hacı Bektaş pirinin derdi
Oktur kirpiklerin canda çakili
Cennet ireyhali müskin kokulu
Dostun ireyhasin bilirim dilber
KUL SABRI’yem ates düstü özüme
Gücenme sevdigim söyle yüzüme
Zalim gurbet görünmüyor gözüme
Belki gidip orda kalirim dilber
***
Melül melül duran güzel
Ne durursun eller gibi
Saçlarin dök mah yüzüne
Tara zülfün teller gibi
Ok kirpikler cana vurdu
Bir saat karsimda durdu
Çikardi bir elma verdi
Kokuladim güller gibi
Kaslarin çekilmis alem
Alnindaki mim yay kalem
Ela göze kurban olam
Kirpik kavga kaller gibi
GARIP ALI’m der alemi
Yüzündür Hakk’in kelami
Olam ben yarin gulâmi
Kapisinda kullar gibi
Egnine giyinmis cennet libasi
Yine sen mi geldin ömrüm havasi
Bir buse ver asikina cabasi
Yüzünden nur damlar elmas yüzlümün
Mübarek gerdana kilayim nazar
Sevdasi serimde hu çeker gezer
Dünya bir teline olur mu Pazar
Açilmis gülleri bahar yazlimin
Zatin cemalullah aslin Horasan
Var midir efendim ilimde noksan
Bir buse verirsen kuluna ihsan
Okudum ben bayli bayli
Bir menzilhaneye girdim
Yükleri var tayli tayli
Hirka giyer dervisleri
Kulaklarin mengûslari
Kirklarin pinhan isleri
Çagiriyor Leyli Leyli
Üçlerin hakipayinden
Mücevher kani soyundan
Cümle mestane suyundan
Içirirler meyli meyli
Ol Hakk’i hazir bilmeyen
Kendi özünü bulmayan
Hakkinan yoldas olmayan
Dolastirir hayli hayli
KUL SABRI’yem elif derdim
Teller Acemistan gerdan Gürcistan
Sükker dudaklarin doldur o tastan
Içmedikçe nasil kanarim dilber
KUL SABRI der seher vakti uyandi
Yol ugratti dost bagina dayandi
Dostun gülü kirmiziya boyandi
Ben de bülbül olup konarim dilber
Nefis kuzgun gibi döner meydanda
Daha senin nefsin kemikte kanda
Terbiye görmemis handa külhanda
Hünkar sarayina yol almak ister
Mürsid-i kâmilden dersin almayan
Okudugu ilmin basin bilmeyen
Topuguna çikan çaya dalmayan
Dünyada ummana göl olmak ister
Sarigebe çekirg’almis kurulur
Gurab gelmis yakasindan sarilir
Çaylak da bir serçe tutmus yorulur
Turna sahin için tel olmak ister
Okudugu ilmin bilmez basini
Uyuz olmus kütüklerde kasini
Eline almis da kibrit tasini
Cevahir elmasa lâ’l olmak ister
Anadan atadan ögüt almayan
Babasinin kim oldugun bilmeyen
Urçumun yaptigi sazi çalmayan
Bu Sefil SABRI’ye dil olmak ister
Meyletmedim su dünyada ziynete
Ben yâre ne yüzden etmisim hata
Daha yol gider mi ölümden öte
Billahi yolunda ölürüm dilber
Bir kiya bakisin aldi aklimi